Tekkeler insanın manevi tarafını yapan, onu Allah’ı ve hayatı karşısında müeddeb, çalışkan, mütevekkil ve kadere rıza vermiş bir ruh dinginliğinde yetiştirip hayatın cilve ve sillelerine karşı hazırlayan ve onu izzeti de zilleti de göğüslemeye hazır hale getiren bir haleti ruhiyeye büründürerek hayatın ortasından aldığı insanı yine bu ameliyelerden geçirdikten sonra tekrar hayatın ortasına bırakan bir terbiyeden geçirirlerdi. Herkes bunu kendi meşreb ve neşesine göre yapar, toplumda her nevi insan kendine uygun ve tabiatına yatkın bir yolu seçerek bütün yolları Allah’a bağlamanın yolunu öğrenirlerdi.
İşte bu tekkelerden biri olan Beşikçizâde Tekkesi, Devlet-i Âl-i Osman’ın her tarafına yayılmış binlerce tekkeden biri olarak İstanbul’da Nakşîbendî Tarîkatının Ahrariyye-Kâsâniyye koluna bağlı Şeyh Beşikçizâde El-Hac Süleyman Efendi tarafından 18. asrın ikinci yarısında Fatih İlçesi Davutpaşa Semti Nevbahar Mahallesinde, Topçu Emin Bey Çıkmazı’nda kurulmuştur.